Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu, çevresindeki diğer devletlerle olan ilişkilerinin önemli bir parçasıydı. Bu dönemde Anadolu coğrafyası, farklı siyasi yapılar ve egemenlikler altındaydı. Osmanlı’nın yükseliş döneminde, çevresindeki devletler arasında Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Devleti ve Moğol İmparatorluğu gibi büyük güçler bulunmaktaydı. Bu devletlerle yaşanan diplomatik ilişkiler, Osmanlı’nın genişleyen topraklarını şekillendirmede etkili olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş sürecinde Bizans İmparatorluğu ile olan ilişkileri oldukça karmaşıktı. Bizans, Osmanlı’nın Anadolu’daki genişlemesine karşı direnç göstermeye çalışmış ancak zamanla Osmanlı’nın büyümesini engelleyememiştir. Osmanlı’nın Bizans topraklarını ele geçirmesi ise İstanbul’un fethiyle sonuçlanmıştır.
Bunun yanı sıra Osmanlı, diğer Türk devletleriyle de ilişkiler içindeydi. Selçuklu Devleti, Osmanlı’nın topraklarını genişletmesinde etkili olmuş ve Osmanlı’nın Anadolu’daki hakimiyetini güçlendirmiştir. Moğol İmparatorluğu ise Osmanlı’nın doğu sınırlarında bulunuyor ve zaman zaman çatışmalar yaşanıyordu.
Osmanlı’nın kuruluş döneminde çevresindeki diğer devletlerle olan bu karmaşık ilişkiler, imparatorluğun genişlemesini ve güçlenmesini etkilemiştir. Osmanlı, bu süreçte diplomatik becerisi ve askeri gücü sayesinde çevresindeki devletlerle başa çıkabilmiş ve topraklarını genişleterek büyük bir imparatorluk haline gelmiştir.
Bizans İmparotrulğu
Bizans İmparotrulğu, Roma İmparatorluğu’nun doğu bölümünden ortaya çıkan ve 330-1453 yılları arasında varlığını sürdüren bir imparatorluktur. Bu imparatorluğun başkenti Konstantinopolis (şimdi İstanbul) idi ve Doğu Roma İmparatorluğu olarak da bilinirdi.
Bizans İmparotrulğu, antik Roma kültürünü ve Hristiyanlığı bir araya getirerek kendine özgü bir medeniyet inşa etmiştir. Bu dönemde, sanat, mimari, edebiyat ve tıp gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşanmış ve Bizans, birçok alanda Avrupa’ya ve Orta Doğu’ya ilham kaynağı olmuştur.
Bizans İmparotrulğu, birçok savaş ve siyasi entrikalarla dolu bir dönemi de içinde barındırmaktadır. İmparatorluk, sıklıkla Pers İmparatorluğu ve Araplarla savaşmış ve Haçlı Seferleri gibi büyük çatışmalara tanıklık etmiştir.
- Bizans İmparotrulğu’nun en ünlü imparatorlarından biri Justinianus’tur.
- İmparatorluğun başkenti Konstantinopolis, Roma İmparatorluğu’nun da başkenti olarak bilinmekteydi.
- Bizans sanatı, özellikle mozaik ve ikonalarıyla tanınmaktadır.
Bizans İmparotrulğu, Avrupa tarihinde önemli bir yere sahiptir ve hem Doğu hem de Batı medeniyetlerine büyük etkilerde bulunmuştur.
Selçuklu Devleti
Selçuklu Devleti, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan büyük bir Türk İslam devletidir. 11. yüzyılda kurulan Selçuklu Devleti, çok sayıda önemli savaş ve fetihler gerçekleştirmiştir.
Selçuklu Devleti’nin kurucusu, Selçuklu Oğuz Türkleri’nden Selçuk Bey’dir. Büyük Selçuklu Devleti olarak da bilinen Selçuklu Devleti, başkentini İran’ın İsfahan şehrine kurmuştur.
Selçuklu Devleti, Abbâsî Halifeliği’nin desteğini alarak İslam dünyasında büyük bir güce sahip olmuştur. Bu dönemde yapılan mimari eserler ve medrese kurumları, Selçuklu Devleti’nin kültürel etkisini göstermektedir.
- Selçuklu Devleti, Anadolu’nun fethiyle Türklerin Anadolu’ya yerleşmesini sağlamıştır.
- Malazgirt Meydan Muharebesi, Selçuklu Devleti’nin Bizanslılar karşısında kazandığı önemli zaferlerden biridir.
- Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemi, Sultan Alparslan ve oğlu Melikşah dönemleridir.
Selçuklu Devleti, Moğol istilası sonucunda yıkılmıştır. Ancak bıraktığı miras, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurulmasına zemin hazırlamıştır.
Mısır Memlüğ Sultanlığı
Mısır Memlük Sultanlığı, 1250-1517 yılları arasında Mısır ve Levant bölgelerinde hüküm süren bir Türk kökenli askeri köleler tarafından kurulan bir devlettir. Sultanlık, Memlük hükümdarlar tarafından yönetilmiş olup, askeri güçleri genellikle köle askerlerden oluşuyordu. Memlük Sultanlığı, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun çöküşüyle ortaya çıkmış ve bölgedeki siyasi otoriteyi ele geçirmiştir.
Memlük Sultanlığı, Abbâsî Halifeliği’nin otoritesini tanımadığı için merkezi bir otorite dini otoriteye dayanmıyordu. Bu nedenle, devlet içindeki siyasi yapı oldukça karmaşıktı ve sık sık iç savaşlara yol açmıştır. Sultanlık, genellikle birbiri ardı sıra gelen askeri darbeler ve iktidar mücadeleleriyle karşı karşıya kalmıştır.
Mısır Memlük Sultanlığı, Kuzey Afrika ve Levant bölgesinde önemli bir güç olarak varlığını sürdürmüştür. Özellikle Haçlı Seferleri sırasında, Memlük Sultanları, Latin Krallıkları ile çatışmış ve bölgedeki dengeyi etkilemiştir. Ancak 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselişiyle zayıflamış ve nihayetinde 1517’de Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilmiştir.
- Mısır Memlük Sultanlığı, köle askerler tarafından kurulan bir devlettir.
- Sultanlık, Abbâsî Halifeliği’nin otoritesini tanımadığı için dini otoriteye dayanmıyordu.
- Memlük Sultanları, sık sık iç savaşlara ve iktidar mücadelelerine karışmıştır.
- Osmanlıların yükselişiyle zayıflayan Sultanlık, nihayetinde 1517’de fethedilmiştir.
Ceneviz ve Venedik Ticaret Kolonileri
Ortaçağ’da Ceneviz ve Venedik, Akdeniz’in ticaret hakimiyetini ele geçirmiş iki büyük deniz gücüydü. Bu iki şehir devleti, ticaret kolonileri kurarak geniş ticari ağlar oluşturmuştu. Cenevizliler, Karadeniz’in kuzey kıyılarında Kefe ve Tana gibi stratejik limanları ele geçirerek Karadeniz ticaretine hakim oldular. Venedikliler ise Doğu Akdeniz’de Kıbrıs ve Rodos gibi adalarda ticaret kolonileri kurarak Doğu ticaretine hükmettiler.
Ceneviz ve Venedik kolonileri, ticaret gemileri için güvenli limanlar ve depolama alanları sağlamış, böylece deniz ticaretini geliştirmişlerdir. Bu koloniler aynı zamanda farklı kültürleri bir araya getirerek ticaretin ve bilgi alışverişinin canlanmasını sağlamışlardır. Ceneviz ve Venedik tüccarları, farklı ülkelerden getirdikleri ürünleri bu koloniler aracılığıyla Avrupa’ya ve Asya’ya taşımışlardır.
- Ceneviz ve Venedik’in ticaret kolonileri, Akdeniz’in etrafına yayılmıştır.
- Bu koloniler, deniz ticaretini geliştirerek Ortaçağ ekonomisinin canlanmasına katkı sağlamıştır.
- Cenevizliler ve Venedikliler, ticaret yollarını kontrol ederek büyük güç haline gelmişlerdir.
Sırbistan Krallığı
Sırbistan Krallığı, 1882 yılında Sırp prensi Milan Obreović tarafından kurulmuştur. Bu krallık, Balkan Yarımadası’nda önemli bir tarihi rol oynamıştır. Sırbistan Krallığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinden kurtulduktan sonra bağımsızlığını ilan etmiştir.
Sırbistan Krallığı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı gibi önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Krallık, zamanla büyüyerek sınırlarını genişletmiş ve güçlenmiştir. Ancak, I. Dünya Savaşı’nda yaşanan kayıplar ve ekonomik zorluklar krallığın çöküşüne yol açmıştır.
Sırbistan Krallığı’nın başkenti Belgrad, tarihi ve kültürel mirasıyla bilinmektedir. Belgrad, tarihi yapıları, müzeleri ve festivalleriyle turistlerin ilgi odağı olmuştur. Ayrıca, Sırp mutfağı da dünyaca ünlüdür; sarma, cevapcici ve ajvar gibi lezzetler Sırbistan Krallığı’nın gastronomi kültürünü yansıtır.
- Sırbistan Krallığı’nın kuruluşu: 1882
- Başkent: Belgrad
- Önemli tarihi olaylar: Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı
- Sırp mutfağı: sarma, cevapcici, ajvar
Macaristan Kralliy ığı
Macaristan Krallığı Orta Avrupa’da tarihi bir krallıktır. 895 yılında kurulan krallık, 1000 yılında I. Stephen tarafından resmi olarak kabul edilerek İkinci Roma İmparatorluğu tarafından tanındı.
Macaristan Krallığı tarihi boyunca Avrupa’nın siyasi ve ekonomik gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Krallık, güçlü savaşçıları ve stratejik konumu sayesinde komşu krallıklarla sık sık savaşmış ve müttefiklikler kurmuştur.
Macaristan Krallığı’nda kralların taç giymesi için özel bir ritüel vardı. Kralların taç giyme töreni, tüm Macaristan halkının katılımıyla büyük bir şölen halinde gerçekleştirilirdi.
- Macaristan Krallığı, Orta Avrupa’nın en güçlü krallıklarından biriydi.
- Krallık, 1918 yılında I. Dünya Savaşı’nın ardından dağıldı ve bugün Macaristan Cumhuriyeti olarak bilinen bir ülke haline geldi.
- Macaristan Krallığı’nın tarihi ve kültürel mirası bugün hala ülkenin kültür ve turizm alanlarında etkisini sürdürmektedir.
Gürcistan Krallığı
Gürcistan Krallığı, tarih sahnesinde eski bir krallıktır. Ortaçağ’da Transkafkasya’da yer alan bu krallık, bir dönem büyük topraklara hakim oldu ve bölgede etkili bir güç haline geldi. Gürcistan Krallığı, 11. yüzyıla kadar bağımsızlığını koruyabildi ancak daha sonra çeşitli istilalara maruz kaldı.
Gürcistan Krallığı, Gürcistan’da genellikle “საქართველო” olarak bilinir. Gürcü halkı için büyük bir öneme sahip olan bu krallık, Gürcü kültürü ve tarihinde önemli bir yer tutar. Gürcistan Krallığı, komşuları ile genellikle karmaşık ilişkilere sahipti ve Orta Asya’daki diğer krallıklarla da rekabet halindeydi.
- Gürcistan Krallığı, jeopolitik konumu nedeniyle önemli bir stratejik değere sahipti.
- Krallık, Güney Kafkasya’da yer alıyordu ve çeşitli bölgelere hakimdi.
- Gürcistan Krallığı, dini ve kültürel açıdan zengin bir geçmişe sahiptir.
Gürcistan Krallığı’nın tarihçesi oldukça karmaşıktır ve birçok savaş ve mücadeleyi içerir. Ancak krallık, Gürcü halkının birlik ve dayanışma ruhuyla varlığını sürdürebilmiştir. Bugün Gürcistan Krallığı’nın izleri, ülkenin tarihinde ve kültüründe hala görülebilmektedir.
Bu konu Osmanlı kurulduğu zaman çevresinde hangi devletler vardı? hakkındaydı, daha fazla bilgiye ulaşmak için Osmanlı Devleti Kurulduğunda Hangi Devletler Vardı? sayfasını ziyaret edebilirsiniz.